Babası 32. Osmanlı Padişahı Sultan Abdülaziz, annesi ise Hayranıdil Kadın olan Abdülmecid Efendi, 29 Mayıs 1868 tarihinde İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Amcasının oğlu olan Mehmed Vahdettin tahta çıktıktan sonra saltanat kaldırılıncaya kadar Osmanlı Hanedanlığı’nın veliahtı olma unvanını taşımıştır. Ayrıca 18 Kasım 1922 tarihinde TBMM tarafından son halife olarak seçilmiş olup, 3 Mart 1924 tarihinde halifelik kaldırılıncaya kadar halife unvanını devam ettirmiştir.
Tahta geçme sıralamasında oldukça geride olan Abdülmecid Efendi, tahtın kendisine gelme sırasına bakmadan, pek çok alanda başarılı çalışmalara imza atmıştır. II. Meşrutiyet’in ilanına kadar köşkünden çok fazla çıkmadan, dışa kapalı olarak ailesi ile yaşam süren Abdülmecid Efendi, II. Meşrutiyet’ten sonra çeşitli sivil toplum kuruluşlarına desteğini sürdürmüş ve çeşitli kurumlarda fahri başkanlık görevini üstlenmiştir.
Resim ve müziğe karşı özel bir ilgisi olduğundan, geçmişten günümüze resim sanatının en önemli isimleri arasında yer almıştır. Ayrıca 1909 tarihinde kurulan Osmanlı Ressamlar Cemiyeti’nin fahri başkanlığını da üstlenmiştir. Resim alanında kendisini çok geliştirdiğinden, o dönemde yaptığı resimlerden bir tanesi Paris’te açılan büyük sergide sergilenmiş ve büyük beğeni toplamıştır. Öte yandan 1917 yılında Viyana’daki Türk Ressamlar Sergisi’nde Yavuz Sultan Selim, Haremde Beethoven ve Haremde Goethe isimli tabloları sergilenmiştir. Alafranga bir yaşam tarzı benimseyen Abdülmecid Efendi, portre alanında da son derece başarılı isimler arasında yer almıştır. Öyle ki en başarılı eserlerinden bir tanesi Abdülhak Hamit Tarhan’ın portresidir.
Resim alanındaki başarısını sanata olan katkısıyla da sürdüren Abdülmecid Efendi, müziğe de ilgi duymuştur. Macar piyanist olan Geza de Hegyei ve o dönemin en önemli keman virtüözü olan Carl Berger ile çalışma fırsatı bulmuştur.
Osmanlı İmparatorluğu’nun son halifesi ve Sultan Abdülaziz ile Hayranıdil Kadın’ın oğlu olan Abdülmecid Efendi, sanata olan düşkünlüğü ile bilinmektedir. Öyle ki resim ve müzik alanında kendini çok fazla geliştirmiş, ayrıca çok önemli eserlere de imza atmıştır. Buna ek olarak Keman, viyolonsel, klavsen ve piyano çalmayı ileri derecede bilen Abdülmecid Efendi, çok sayıda beste üretmiştir. Ancak ürettiği bestelerin çok azına ulaşılabilmektedir. Resim alanında yaptığı çalışmalar ile uluslararası ölçekte değere sahip olan sergilerde eserleri sergilenmiş olup, büyük beğeni toplamıştır. Bu eserleri ise şu şekildedir:
Resim alanında pek çok esere imza atan Abdülmecid Efendi, yukarıdaki eserleri ile adından sıkça söz ettirmiştir. Günümüz dünyasında ise Abdülmecid Efendi eserleri yolunda manzara temalı resimleri çerçeveleten ve çoğu alanda kullanan sanatseverlerde mevcut. Bu kişiler özellikle deniz manzarası yağlı boya tabloları ve doğa manzarası yağlı boya tablolarıgibi doğanın öne çıktığı eserleri tercih etmektedir.
Şehzade Ömer Faruk Portresi
Hamamda Goethe
Birbirinden özel tabloları tasarlayan, resim sanatının Türkiye’deki öncülerinden olan Abdülmecid Efendi, son derece sanata düşkün birisidir. Bu nedenle veliahtlıktan önce, veliahtlıktan sonra ve sürgün edildiği yıllarda sanatını icra etmeye devam etmiştir.
Haremde Goethe ve Haremde Beethoven en popüler tablolarıdır. Buna ek olarak en iyi portresi ise Abdülhak Hamit Tarhan portresidir. Son derece etkili bir çalışma olmakla birlikte oldukça beğeni toplamıştır. Ayrıca Şehzade Ömer Faruk Portresi de son derece beğeni toplayan tabloları arasında yer almaktadır. Osmanlı’nın içerisinde bulunduğu sıkıntılı süreci anlattığı Sis isimli tablosu da en değerli tabloları arasında yerini almıştır. Cami Kapısı, Avludaki Kadınlar, Sultan Abdülaziz, II. Mahmud tabloları da en önemli tabloları arasında bulunmaktadır. Buradan hareketle, Sultan Abdülmecid’in resim alanında son derece önemli bir kişilik olduğu bilinmektedir. Portre tablo alanında elde ettiği başarı ise çoğu figüratif eser üzerine çalışan resim sanatçısına yol göstermektedir. Özellikle figüratif yağlı boya tablo üzerine eserler üreten sanatçılar ilk aşamada Abdülmecid Efendi gibi bu alanda ünlü ressamların eserlerini inceleyerek resim üretmede fikir sahibi olmaktadır.
Hamamda Beethoven
29 Mayıs 1968 tarihinde Osmanlı Padişahı Sultan Abdülaziz’in dördüncü oğlu olarak dünyaya gelen Abdülmecid Efendi, Osmanlı Devleti’nin son halifesidir. Babası Sultan Abdülaziz’in bizzat ilgilenmesi ile Yıldız Sarayı’ndaki Şehzadegan Mektebi’nde etkili bir eğitim alan Abdülmecid Efendi, bu dönemde Arapça, Fransızca, Almanca ve Farsça dillerini öğrenmiştir.
Resme ilgi duyan Abdülmecid Efendi, Salvatore Valeri ve Osman Hamdi Bey’den resim dersleri almıştır. II. Meşrutiyet’e kadar köşkünden çok fazla çıkmayan ve ailesi ile hayat süren Abdülmecid Efendi, daha sonra sanat ile ilgili çeşitli faaliyetlerde bulunmuştur. Sosyal hayatı destekleme ile ilgili pek çok kuruma maddi ve manevi destek sunmasının yanında Hilal-i Ahmer Cemiyeti’nin fahri başkanı olmuştur.
Her Osmanlı padişahının belirli ilgi alanlarının olduğu gibi Abdülmecid Efendi’nin de çeşitli ilgi alanları olmuştur. Resim ve müzik bunlar arasında en önemlileridir. Özellikle resim alanında çok önemli eğitimler alması sebebi ile son derece kıymetli çalışmalara imza atmıştır. Günümüzde resim alanında yapılan çalışmaların öncülerinden de bir tanesidir. Önemli sanatçıların portrelerine de imza atarak, resim alanındaki ününü kanıtlamıştır.
Halifeliğin son temsilcisi olan Abdülmecid Efendi, Vahdettin’den sonraki veliaht olarak bir dönem saltanat beklemiştir. Ancak saltanatı beklerken kendini çok tutkulu olduğu resim ve müzik alanlarında geliştirmiş, çeşitli faaliyetlerde bulunmuştur. Resmin dışında müzik alanında da çok başarılı olan Abdülmecid Efendi, çok sayıda besteye imza atmış ve bestelerinden pek çoğu günümüze aktarılmıştır. Ancak bazı bestelerine ulaşılamadığı için onlarla ilgili herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.